6.1 Araştırmalara açık erişim
Last updated
Last updated
Açık erişim literatürü dijitaldir, İnternet ortamındadır, ücretsizdir, telif hakkı ve lisans kısıtlamalarının çoğuna tabi değildir. Açık erişim, bilimsel ve akademik araştırmaların aktarılmasını sınırlayan mevcut “kapalı” sistemin tam tersidir. Bu mevcut sistem yavaş ve pahalıdır, araştırma için işbirliğine ve keşiflere uygun değildir. Bilimsel araştırmaların çoğu kamu kaynaklarıyla fonlanmasına rağmen teknik, hukuki ve mali engeller nedeniyle araştırma çıktılarına erişim zorlaşmaktadır. Açık erişim yayıncılık buna alternatif bir modeldir, dijital teknolojilerin, internet ağının ve açık lisansların tüm avantajlarından yararlanarak bilimsel araştırmalara ücretsiz erişim sağlamaktadır.
Bu üniteyi tamamladığınızda;
Açık erişimi tanımlayabilir,
Çalıştığınız kurumda öğrencilerinize ve araştırmacılara açık erişimin faydalarını anlatabilir,
Yazarların eserlerine nasıl açık erişim sağlayacağını anlatabilirsiniz.
Üniversitelerdeki bilimsel sorgulamanın temelinde bilgi arayışı yer almaktadır. Öğretmek, açıkça fikir alışverişinde bulunmak ve özgün araştırmalar yayımlamak, akademisyenlerin, öğrencilerin, çalışanların ve diğerlerinin bilime katkıda bulunmak için uyguladıkları yöntemlerdir.
Üniversitelerdeki mevcut bilgi erişim ve paylaşım uygulamaları, araştırmanın ve bilimin yukarıda belirtilen amaçlarını ne ölçüde yansıtmakta ve desteklemektedir?
Bu ünitede, kütüphanecilerin, Açık Erişim yayıncılık sayesinde bilgi erişim sürecinin iyileştirilmesine ve mevcut sistem ile üniversitelerdeki Açık Erişim uygulama ve politikalarının uyumlu hale getirilmesine nasıl katkı sağlayacakları anlatılmaktadır.
Çalıştığınız kurum, araştırmaların açık yayımlanmasını nasıl destekliyor (veya desteklemiyor)? Akademik araştırmaları arayan öğrencilere ve öğretim üyelerine nasıl yardım ediyorsunuz? Araştırma makalelerine erişmek isterken ücret isteğiyle karşılaştınız mı?
Budapeşte Açık Erişim İnisiyatifi'nin yaptığı tanımlamaya göre araştırmalara Açık Erişim (AE), “Bilimsel literatürün İnternet aracılığıyla finansal, yasal ve teknik bariyerler olmaksızın, erişilebilir, okunabilir, kaydedilebilir, kopyalanabilir, yazdırılabilir, taranabilir, dizinlenebilir, tam metne bağlantı verilebilir, yazılıma veri olarak aktarılabilir ve her türlü yasal amaç için kullanılabilir biçimde kamuya ücretsiz açık olması” biçiminde tanımlanmıştır. Araştırmaların çoğaltılmasına ve dağıtılmasına konulan tek kısıtlama ve telif hakkının tek işlevi, yazarlara eserlerinin bütünlüğünü kontrol etme hakkı ve yazar olarak belirtilme hakkı vermektir.”
AE modelinin önemli unsurları:
Telif hakkı yazara ait kalır (yayıncının standart devir anlaşmasında değişiklik önerisi belirtilebilir ve atıf verilebilir).
Ambargo süresi yoktur.
Makaleyle birlikte araştırma verileri paylaşılır.
Araştırma makalesine Creative Commons lisansı eklenir, böylece metin ve veri aramak mümkün olur (bunun için ND dışındaki lisanslar eklenebilir, fakat CC BY lisansı tercih edilir).
AE politikalarını ve süreçlerini oluşturmanın, seçmenin ve uygulamanın en iyi yolları için Budapeşte +10 tavsiyelerine bakabilirsiniz. Örnek olarak “Mümkün ise fon sağlayıcı politikalarında özgür (libre) AE kuralı bulunmalıdır ve tercihen CC-BY lisansıyla veya eşdeğer lisans uyarınca bulunmalıdır.”
Wikipedia, bilimsel iletişimi “araştırmaların ve diğer akademik makalelerin yaratıldığı, kalitelerinin belirlendiği, bilim dünyasına dağıtıldığı ve gelecekte kullanmak için saklandığı sistem”olarak tanımlamaktadır. Bu sistem, hem hakemlerin incelemesinden sonra dergilerde yayımlama gibi resmi iletim yollarını, hem de elektronik posta listesi yazışmaları gibi gayri resmi iletim yollarını kapsamaktadır.”
Mevcut bilimsel iletişim yaklaşımının yol açtığı zorluklar, yukarıdaki grafikte gösterilmiştir. Bu grafik, bilimsel araştırma sonuçlarını geliştirmek ve iletmek için günümüzde uygulanan süreci genel olarak açıklamaktadır. Sürecin birinci adımında bilim insanları, akademisyenler ve araştırma kurumları, çeşitli araştırmalar yapmak için fon ararlar. Bu fonlar genelde kamu kaynaklarından (örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde ulusal sağlık kurumları) temin edilir, bunların yanı sıra çeşitli hayır kurumları (örneğin Bill ve Melinda Gates Vakfı) bazı alanlarda araştırmalara büyük fonlar sağlamaktadır.
Araştırmacılar fon bulduktan sonra deneyler yapar ve veri toplar. Araştırmacılar elde ettikleri sonuçları çoğunlukla akademik makale halinde yazar ve yayımlanması için bilimsel bir dergiye gönderir. Dergiler aldıkları makaleleri hakem değerlendirmesine gönderir, yani ilgili alanda uzman başka kişiler, söz konusu makaleleri okur, inceler ve genelde yorum yapar.
Hakem incelemesinden geçen makalelerin bazılarının dergide yayımlanmasına karar verilir. Dergi yönetimi, yazara makalesinin kabul edildiğini bildirir ve yazardan telif hakkını dergiye devretmesini talep eder (veya yazarla münhasır yayın sözleşmesi imzalar). Yazar bu koşulları kabul ederse telif hakkı uyarınca sahip olduğu münhasır hakları dergiye devretmiş olur. Bu durumda telif hakkı sahibi artık yazar değil dergi olur ve bu nedenle dergi, yasanın telif hakkı sahibine verdiği çok sayıda hakkı kullanarak makaleye erişimi ve kullanımı kısıtlayabilir.
Bu durumda dergiler bilimsel araştırmaların yasal hak sahipleri oldukları için üniversitelerin kütüphanelerine, araştırma kurumlarına ve kamuya o araştırmalara erişim lisansı verme yetkisine sahiptir ve genelde bunun için yüksek ücret talep ederler. Böylece bir döngüye girilir: akademisyenlerin genelde kamu kaynaklarını kullanarak hazırladıkları bilimsel veya akademik makalelere erişim hakkı, kar amacı güden yayıncılar tarafından satılır.
Yayın ambargo süresi (yayıncının münhasır yayın haklarına sahip olduğu süre, genelde 6 ay veya 1 yıl) sona erdikten sonra, kamu kaynaklarıyla finanse edilen bilimsel araştırma makalelerinin çoğuna erişim kısıtlı kalır, makaleler kurumların arşivlerine uygun şekilde konulmuş ise kullanıcıların bunları sadece okumasına izin verilir. Sonuçta kamu, yine kamu fonlarıyla oluşturulmuş bu bilimsel makalelere sınırlı ölçüde erişebilir ve makaleler akademide de tam potansiyeline ulaşamaz.
Mevcut akademik yayıncılık sistemi pek çok yönüyle eleştirilmektedir. Bu eleştirilerin başlıcaları SPARC’ın Açık Erişim sayfasında özetlenmiş ve aşağıda alıntılanmıştır:
Araştırmaların çoğu kamu fonlarıyla finanse edilmektedir, her yıl yüz milyarlarca dolar ayrılmaktadır ve tüm araştırmacıların büyük bir bölümü devlet üniversitelerinde çalışmaktadır.
Araştırmacılar karşılığında gelir beklemeksizin bulgularını yayımlamaktadır. Diğer yazarların tersine araştırmacılar, eserlerini ücretsiz olarak yayıncılara vermektedir, amaçları ürettikleri bilgiyi paylaşmaktır.
Hakem görevi üstlenen araştırmacılar, birbirlerinin eserlerini ücretsiz incelemektedir.
Makaleler yayımlandıktan sonra onlara katkıda bulunan kişiler (örneğin araştırmaları destekleyen vergi mükellefleri ve kurumlar), makalelere erişmek için ücret ödemek zorunda kalmaktadır. Araştırma halkın yararına yapılmaktadır, fakat maliyetini ödeyen halka sunulmamaktadır. © 2007-2017 SPARC, lisans CC BY.
Dergilerin fiyatları giderek artmakta ve kütüphanelerin bütçelerini aşmaktadır, bu nedenle üniversitelerin kütüphaneleri zor kararlar vermek durumunda kalmakta, genelde aboneliklerini iptal etmekte veya bütçenin diğer kalemlerini kısmaktadır. Araştırma Kütüphaneleri Derneği’ne (Association of Research Libraries-ARL) göre üye kütüphanelerin ortalama abonelik maliyeti 1989-2003 döneminde %315 artmıştır. Dergi fiyatlarında ortalama artış 2003’ten bu yana yavaşlamıştır, fakat yılda yaklaşık %9 oranda artmaya devam etmektedir.
“Kapalı erişim” yayıncılık sistemi, bilim insanlarının ve akademisyenlerin etkisini sınırlamaktadır ve bu nedenle ilerleme önemli ölçüde yavaşlamaktadır. Açık Erişim literatürü, akademisyen Peter Suber tarafından “dijital, İnternet ortamında, ücretsiz, telif hakkı ve lisans yasaklarının çoğuna tabi olmayan” literatür olarak tanımlanmaktadır. Açık erişim yayıncılık sisteminin nasıl işlediği aşağıdaki grafikte gösterilmektedir.
Daha önce grafiğini verdiğimiz günümüzdeki pahalı ve verimsiz akademik yayın sürecinin tersine, yukarıdaki grafikte alternatif bir yol olarak açık erişim süreci gösterilmiştir.
Süreç, resmi görev sisteminde açıklanan adımla, yani resmi bir makamın araştırma yaptırmak için duyuru yapmasıyla başlar. Açık erişim sisteminde bu duyuruda araştırmanın açık erişim formatlarında yayımlanacağı belirtilir. Sonraki evrede araştırmacılar bilimsel araştırma yapar ve akademik makaleler yazar. Araştırmacılar söz konusu araştırma makalelerini dergilere gönderdiklerinde devlet fonundan ücret alabilmek için açık erişime izin vermelidir. Bu durumda araştırmacılar telif hakkını kâr elde eden yayıncılara devretmezler, kendi ellerinde tutarlar. Veya araştırmacılar bilimsel makaleleri CC BY gibi açık erişim lisansları kapsamında yayımlayan bir açık erişim dergiye gönderebilirler. Her iki durumda da makalelerin haklarından bazıları (veya tümü) araştırmacılara ait kalır, bu sayede araştırmacılar makalelerini açık lisanslar kapsamında yayımlayabilir ve makalelerinin üniversitelerin veya diğer araştırma kurumlarının arşivlerine konmasına, uzun süre erişimine ve saklanmasına izin verebilirler. Bir makale açık lisans kapsamında yayımlandığında kullanıcılara o araştırmaya erişim ve kullanım izni verilir. Bu tür bir açık erişim sistemi, bilimsel araştırmaların özgün amacına ve sonuçları bilim dünyasıyla paylaşmaya daha uygundur. Sonuç olarak açık erişim sistemi daha etkin, eşitlikçi, ekonomik ve işbirlikçidir.
Açık Erişimi Açıklıyoruz! (Open Access Explained!) başlıklı videoyu seyredin.
“Open Access Explained!” atıfları: Animasyon Jorge Cham Narration, Nick Shockey ve Jonathan Eisen. Çeviri yazı Noel Dilworth. the Right to Research Coalition, the Scholarly Publishing and Resources Coalition ve the National Association of Graduate-Professional Students işbirliği ile hazırlanmıştır. CC BY 3.0.
Açık Erişimi tercih eden yazarlar, eserlerini birkaç şekilde yayımlayabilir. En yaygın yayımlama yöntemleri “Green” (Yeşil) veya “Gold” (Altın) açık erişimdir.
Yeşil açık erişim: Makalenin arşivlerde saklanmasına ücretsiz izin verilir. Kişisel arşivleme adı da verilmektedir. Yeşil Açık Erişim örneklerinden biri, üniversitelerin akademik kurumsal arşivleridir. Söz konusu arşivler konuya göre organize edilebilir (örneğin fizik konulu makalelerin bulunduğu arXiv arşivi) ya da kurum bazında olabilir (örneğin Chicago Üniversitesi’nin Knowledge@UChicago arşivi).
Altın açık erişim: Makalenin son hali yayınevi tarafından açık erişim bir dergide yayımlanır ve açık lisans uyarınca kullanılmasına izin verilir. Açık erişim dergiler (a) makalelerinin halka ücretsiz sunulmasını isteyen ve (b) makalenin telif hakkını elinde tutmak isteyen yazarlardan genelde Makale İşlem Bedeli (Article Processing Charge-APC) almaktadır. MİB makaleye göre sıfır ile birkaç bin dolar arasında değişmektedir. MİB’ler hakkında ek bilgi için bakınız Wikipedia. Altın Açık Erişim dergilerden biri de PLOS’tur.
Açık Erişim Dergi Dizini (Directory of Open Access Journals-DOAJ) , açık erişim dergilerin listesini içermektedir, aşağıda ayrıntılı açıklanan HowOpenIsIt? ise açık erişimden kapalı erişimine tüm yayıncılık sistemlerinin ne kadar açık olduğunu ölçmek için hazırlanan kullanışlı bir araçtır.
Ön baskı ve açık erişim portallar gibi bazı modeller halen gelişme aşamasındadır ve yayınevlerinin egemen olduğu modellerin kısıtlamalarına tabi olmayan Açık Erişim yayıncılıkta yeni bir yaklaşım olarak değerlendirilebilirler. Açık Erişim yayıncılıkta yeni geliştirilen bu yaklaşımlar hakkında daha fazla bilgi için ek kaynaklara göz atabilirsiniz.
Kütüphaneciler, telif hakkı ve çeşitli akademik yayıncılık seçenekleri hakkında bilgi toplayarak öğretim üyelerinin ve lisansüstü öğrencilerin araştırmalarını yayımlamalarına yardım edebilirler.
Akademik yayıncılar, genelde araştırmaları yayımlamadan önce yazarların haklarını yayınevlerine devretmesini gerekli görürler. Kütüphaneciler, makale yazan öğretim üyelerinin ve öğrencilerin telif haklarını yayınevine devretmeleri halinde hangi haklardan vazgeçeceklerini onlara açıklayarak yardımcı olabilirler. Örneğin telif hakkını devreden akademisyen yazarlar, araştırmalarını kendi sitelerine koyma hakkını kaybedebilir.
Öğretim üyelerinin ve akademisyenlerin haklarını ve yayın seçeneklerini öğrenmesi için ve bu haklarını kullanmalarına yardım etmek için çeşitli araçlar bulunmaktadır. Creative Commons’ın, Authors Alliance ile birlikte geliştirdiği Terminaton of Transfer [1] bunlardan biridir, daha önce yayın anlaşması imzalamış yazarlara, daha önce devrettikleri yayın haklarını nasıl geri alabilecekleri ve makalelerini yeni koşullara, örneğin CC lisansına uygun olarak nasıl yayımlayabilecekleri hakkında bilgi vermektedir. Scholars Copyright Addendum Engine [2] ise, geleneksel akademik yayıncılara makale gönderen akademisyen yazarların yayın sözleşmelerinde değişiklik yapması içindir. Bu araç, yazarlara haklarını ellerinde tutmak için çeşitli seçenekler sunmaktadır ve geleneksel yayın sözleşmesine eklenecek bir sözleşme üretmektedir. Ayrıca Authors Alliance bu araçlar ve açık erişim hakkında çok sayıda kaynak yayımlamaktadır; PLOS da açık erişimin faydaları hakkında kaynaklar ve makaleler içermektedir.
Kütüphaneciler, farklı yayın seçeneklerinin okuyucuları ve yazarların eserlerini nasıl etkilediğini akademisyenlerin anlamasına da yardım edebilirler. Bir derginin veya yayının önemini onun ortalama atıf sayısını ölçerek belirleyen başlıca ölçüte ‘etki faktörü’ adı verilmektedir. Etki faktörleri bir derginin önemini yüzde yüz doğrulukla ölçmediği için Nature dergisi gibi bazı yayınevleri, etki faktörlerinin dergiler açısından önemini sorgulamaktadır. Açık Erişim makale yayımlayan akademisyenlerin çoğu, bu tür geleneksel ölçütler yerine etkiyi ölçen farklı sistemleri, örneğin altmetrik sistemini desteklemektedir. Science OA-Finder sitesinin yaptığı bir araştırmaya göre, Açık Erişim kapsamındaki makaleler, ücret karşılığı indirilen makalelere kıyasla ortalama %50 daha fazla araştırma etkisinde bulunmaktadır. Bu konuda ek bilgi için Jon Tennant’ın 2016’da yayımladığı ve açık erişimin akademik, sosyal ve ekonomik avantajlarını anlatan makaleyi okuyabilirsiniz.
Açık Erişim politikası, bilimsel çalışmalarını kamuya açmak isteyen araştırmacıları desteklemek için kurumların uyguladığı resmi politikadır. Bu politikalar hakemlerin incelediği makaleleri, konferans sunumlarını, hakemlerin incelediği makale taslaklarını ya da kurumsal akademik arşivlerde yer alan ön baskıları kapsayabilir. Açık Erişim politikaları genelde araştırmacıların bilimsel araştırma çıktılarını daha geniş kitlelere ulaştırmalarına ilişkin önerileri içermektedir.
Açık Erişim savunucusu Peter Suber, “zorunluluk” sözcüğünün açık erişim politikalarında kullanmak için iyi bir terim olmadığı, aslında İngilizcedeki hiçbir sözcüğün uygun olmadığı görüşündedir. Zorunluluk olmadan da kurumlar, kütüphaneler veya telif hakkı ofisleri ile birlikte çalışarak mevcut yayıncılık uygulamalarından açık erişim yayıncılığa geçiş imkanı sunan fakülte politikaları oluşturmayı düşünebilirler.
Çok sayıda üniversite, bünyelerinde çalıştırdıkları araştırmacıların yazdıkları makalelerin yayın haklarını, çalışma ellerinden çıktığı andan itibaren açık erişimli olarak yayımlamaya uygun şekilde, üniversite yönetimlerine devrettikleri Açık Erişim politikalarını uygulamaktadır. Bu süreç, yayınevleriyle problemler yaşanmasına yol açmaktadır, çünkü bir makalenin telif hakkı yayıncıya devredilmeden önce üniversite o makale üzerinde resmi bir hakka sahip olmaktadır. Bu politikalar, üniversitelerin kendi kadroları tarafından yapılan araştırmalara erişmesi ve saklaması gerektiği varsayımı nedeniyle uygulanmaktadır. Örnek olarak California Üniversitesi Açık Erişim Politikasını okuyabilirsiniz. Üniversitelerin, araştırma kuruluşlarının ve akademik kurumların uyguladığı yüzlerce Yeşil Açık Erişim politikasını içeren Açık Erişim Materyal Arşivleme Politikaları Rehberinde (Registry of Open Access Repository Material Archiving Policies -ROARMAP) bulunan çok sayıda kurumsal açık erişim politikasını da okuyabilirsiniz.
Çalıştıkları üniversite veya kurum için açık erişim politikası hazırlamak isteyen kütüphaneciler için Harvard Açık Erişim Projesi (Harvard Open Access Project) bir araç geliştirmiştir. Açık Erişim politikaları genelde Bilimsel İletişim Ofisleri tarafından hazırlanmaktadır, fakat kütüphaneciler bu politikaların hazırlanmasına çeşitli şekillerde yardım edebilirler.
Üniversiteler seviyesinde açık erişim politikalarının hazırlanmasını teşvik etmeye ek olarak, kamu kaynakları ile finanse edilen araştırmaların devletin Açık Erişim politikası kapsamında kamuya sunulması da sağlanabilir. Bu uygulama genelde kamu kaynaklarından veya sponsorlardan fon alarak yapılan araştırmaların çıktılarına açık erişim koşulu konularak yapılmaktadır. Bir araştırma ilgili makalenin arşive konulması ve/veya açık lisansla yayımlanması koşuluyla finanse edilirse, o makaleye erişim ve kullanım fırsatları artmaktadır ve sonuçta araştırma fonunun değeri artmaktadır. Örnek olarak, ABD Ulusal Sağlık Kurumları (NIH) Kamu Erişim Politikası uyarınca, söz konusu kurumlardan fon alarak yapılan araştırmaların taslak makaleleri derhal bir hakem tarafından incelenmeli ve PubMed Central arşivine konulmalıdır, metinin son hali ise bir dergide yayımlanmasından itibaren 12 ay içinde arşive konulmalıdır.
Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalara Adil Erişim Yasası (FASTR) 2012-2017 döneminde ABD Temsilciler Meclisine ve Senatosuna sunuldu. FASTR yasasına göre yıllık araştırma bütçeleri 100 milyon dolardan fazla olan federal resmi kurumlar, finanse ettikleri araştırmaların, makalelerinin hakemler tarafından incelenmesinden ve bir dergide yayımlanmasından itibaren 6-12 ay içinde söz konusu makaleleri kamuya ücretsiz olarak İnternet ortamında sunmalıdır. FASTR yasası çıkarsa, resmi kurumların finanse ettikleri araştırmaların makalelerinin tüm kullanıcılara ücretsiz olarak sunulmasını ve makalelerin dijital ortamda kullanılmasını sağlayacaktır, böylece araştırma sürecinde devrim yapacağı anlaşılan yeni bilgisayarlı analiz araçları kullanılabilecektir.
Çoğu açık erişim politikasının amacı, kamu (veya vakıf) tarafından finanse edilen araştırmaların herkes tarafından okunabilmesini ve - ideal olarak - sıfır ambargo süresi ile açık lisans ile paylaşılmasını sağlamaktır. Açık erişim politikasının uygulanması söz konusu olduğunda, birden çok kişi önemli rol oynar.
Fon sağlayıcı ve program görevlilerinin açık erişim politikasını anlaması, bunun önemini hibe alanlara sözlü ve yazılı olarak açıklayabilmesi, kamuoyunun araştırmaya ve araştırma verisine AE politikası koşulları doğrultusunda erişime sahip olduğundan emin olmak için süreci takip etmesi gerekir.
Üniversite yönetimleri, açık erişim dergilerinde yayın yapan veya araştırmalarını farklı biçimlerde açık bir şekilde paylaşan öğretim üyelerine destek sağlamalıdır (örneğin, tam zamanlı bir AE / AEK kütüphanecisi isitihdam etmek). Kurumlar ayrıca, AE yayıncılık pratiklerini uygulayan öğretim görevlilerini terfi süreçlerinde ödüllendirmek (cezalandırmamak) için politikalarını (gerektikçe) gözden geçirebilir ve değiştirebilir.
Açık Erişim, özellikle de makale yayımlamak için zaman azaldığında öğretim üyelerine ve öğrencilere korkutucu yeni bir dünya gibi görünebilir. Açık Erişim yayıncılık hakkında söylentilerin doğru olmadığını açıklayan pek çok yayın bulunmaktadır, günümüz akademik dünyasında bu korkulardan veya yanlış anlamalardan kurtulmak için bahsedilen rehber niteliğindeki yayınları dikkatle okumak önemlidir.
Peter Suber, “Field Guide to misunderstandings about Open Access”
Minnesota Üniversitesi, “Myths about Open Access Publishing.”
Mike Taylor, “Persistent Myths about open access scientific publishing”
Üniversiteler, bilimsel araştırmaların ilerlemesinde önemli rol oynamaktadır ve akademik yayınlar, akademisyenlerin bulgularını meslektaşlarıyla ve kamuyla paylaşmaları için başlıca yollardan biridir. Kütüphaneciler, üniversitelerdeki bilgi ve belge yöneticileri olarak araştırmacılarla işbirliği içinde bilgi erişim sürecini iyileştirip güçlendirebilirler. Kütüphaneciler bu amaçla bazı alanlarda yayımlanan bilimsel makalelere erişimi ve bunların etkisini/görünürlüğünü arttırmak için Açık Erişimin neden ve nasıl kullanılması gerektiği hakkında bilgi verebilir, telif hakkı ile ilgili soruları yanıtlayabilir, yol gösterebilir ve tavsiyelerde bulunabilirler.
[1] Termination of Transfer adı araç halen sadece ABD yasalarına tabi telif hakları ve sözleşmeler için geçerlidir. Creative Commons olarak bu aracı genişletme ve dünya genelinde bilgi ve kaynaklar sunmasını sağlama çalışmalarımız devam etmektedir.
[2] SCAE aracı ve ekleri 2019’da Creative Commons tarafından güncellenmektedir.